Suyun Yaşamımızdaki Yeri
Dünyanın üçte ikisini, vücudumuzun ise dörtte üçünü oluşturan su, yaşamımızın ayrılmaz bir parçasıdır. Suyun vücudumuzda çok önemli vazifeleri vardır.
Suyun vücudumuzdaki görevlerden bir kısmına bakacak olursak;
-
Vücut ısısı ve neminin hazırlanması,
-
Yiyeceklerin sindirilmesi, hazmedilmesi, hücrelere taşınması, vücuttaki fazlalık ve zararlı maddelerin atılması,
-
Zihinsel fonksiyonların idamesi ve düzenlenmesi,
-
Kan ve dolaşım siteminin düzenli çalışması,
-
Alkol ve kafein gibi maddelerin bağımlılık yapıcı etkilerini azaltması,
-
Bağışıklık sistemine destek olarak enfeksiyonlara direncin artırılması,
-
Yorgunluk etkisini azaltarak zindelik kazandırması,
-
Cilt bütünlüğüne destek olarak cilt tazeliğini koruması,
-
Dikkat dağınıklığını azaltması,
-
Bağırsaklar da oluşturduğu etkiyle sindirim sistemi rahatsızlıklarına karşı koruyucu etkisi,
-
Doku ve eklem bütünlüğünü koruması ile yaşa bağlı eklem problemlerini azaltması gösterilebilir.
Vücutta alınan su ne kadar kaliteli ve doğal yapıda ise yukarıda bahsettiğimiz işler de o denli etkilidir.
Farklı sesler ve davranışlara suyun kristalleriyle verdiği cevapların günümüz teknolojisiyle gösterilmesiyle suyun görünen etkinin yanında görünmeyen bir etkilenme alanına da sahip olduğunu söylemek mümkündür. İnsanların da %70 sudan oluştuğu düşünülürse, su etkisi ile oluşan manyetik dalgalanma ve davranışların vücudu nasıl şekillendirdiği açıklanabilir.
Yemek Alışkanlıklarımız ve Dikkat Etmemiz Gerekenler
-
Yenilecek sebze ve meyveler mevsiminde ve taze alınmalıdır.
-
Sebze ve meyveler mümkün olduğunca çiğ yenilmelidir.
-
Sebze ve meyveler uzun süre su içerisinde bırakılmamalıdır.
-
Aksi takdirde suda çözünen vitaminler ve mineraller kayba uğrayacaktır.
-
Mümkün olduğunca kabuğu soyulmadan yenilmelidir.
-
Çürümüş ve bozulmuş sebze ve meyveler yenilmemelidir.
-
Pişirme ve servis esnasında kullanılan alüminyum kaplar, alüminyum kağıtlar, emaye kaplar (Kaplama ürünler) ve plastik kaplar sağlığa zararlıdır.
-
Cam ürünler, çelik kaplar, fayans ve porselen kaplar, toprak çömlekler (Kaliteli üretilmiş) pişirme ve servis açısından uygundur.
-
Düdüklü tencereler 100 derece üzerinde sıcaklık uyguladıkları için vitamini, minerali ve proteini tahrip etmektedir.
Yemekleri pişirirken;
-
Tüm gıdaların vitamin, mineral ve protein değerleri çiğ hallerine göre belirlenmiştir. Fakat genelde pişirilerek yenir.
-
Eğer uygun olmayan şartlarda yapılırsa hem bu değerler kaybedilir, hem de gıdalar fayda yerine zararlı sonuçlar doğurabilir.
-
Bazı gıdalardaki enzimler 40-80 derece arasında bozulurken, C vitamini 60 derecede tamamen tahrip olur.
-
120 derece üzerine pişirilen yağlar bırakın fayda sağlamayı, aksine kanserojen maddelere dönüşür.
Bu nedenle;
-
Pişirmeler düşük ısıda yapılmalıdır.
-
Elden geldiğince pişirmeden yenmelidir.
-
Kabuklu gıdalar soyulmadan yenmelidir.
-
Düdüklü tencere çok mecbur kalınmadıkça kullanılmamalıdır.
-
Pişirme esnasında yeterli miktarda su konulmalıdır. Pişirme suyu atılmamalıdır. (Zira vitamin ve mineraller bu su içerisindedir)
-
En iyi pişirme közde olur. Fakat uzun sürer.